Bir grup, bir yolculuk. Leş olmayabilecek bir şov. Sevdiğiniz bir grup var mı? Tamam. Güzel. Ne yazık ki o grup aslında çok kötü. Wes ile Corey size nedenini hemen anlatabilir. Wes ile Corey’nin gıcık kapmadıkları bir şey yoktur. Sevdikleri gruplara bile gıcık olurlar. Hatta gıcık olunacak taraflarını bulmadan bir şeyi sevmeleri mümkün değildir. Bu yüzden caz kampı denilen Caz Sesi’yle konuşup gayet rahat görünmeye çalışan bir sürü manyakla dolu korkunç yere gönderildiklerinde Wes ile Corey tüm benlikleriyle buraya gıcık olurlar. Neyse ki ikisinin toplamından daha büyük bir gıcık olan Ash' de onlarla aynı fikirdedir. Üçlü kendi gruplarını kurmak ve turneye çıkmak için kamptan kaçmanın harika bir fikir olduğuna karar verir. Ancak cevapsız bir soruyla karşı karşıya kalırlar: Gerçekten her şeye gıcık olan insanlar nasıl gıcık olmayacakları bir müzik yapabilir? Cevap, facialarla dolu, komik ve duygusal anları eksik olmayan bir yol macerasında gizlidir. Üçlünün başarı ile başarısızlık arasında gidip gelişleri sırasında romantik anlar yaşanacak, sinirler gerilecek, hijyen görmezden gelinecektir.
Jesse Andrews' in diğer bir kitabı olan '' Ben, Earl ve Ölen Kız'' ve ''Gıcıklar'' tam anlamıyla muhteşem bir ikili... Ben bu kitapları daha okuyamadım ama en kısa zamanda okumayı düşünüyorum. Kapak olsun, üslüp, içerik inanılmaz olmuş. Kitabın içerisindeki çizimler ise ayrı bir konu. Bu yaz ne okusam diyiyorsanız bu iki kitapta tam size göre... İyi Okumalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder