Herkese yeniden merhaba. Farkındalık Kuşağı' na son hızla devam ediyorum. Sizlerden gelen konularla ilgili yazmaya devam ediyorum. Siz de bu konuyla ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Çünkü bilgi paylaştıkça çoğalır. Sizlerden olumlu görüşler almam, bu etkinliğin devamı için bana bir görev düştüğünü hissettim. İyi ki varsınız!
Maalesef son zamanlardan bırakın, Dünya' nın var olduğundan beri devam eden ırkçılık hakkında konuşmak istedim. Hatta bu konuyu kitabımda da yer verdim. Spoiler vermeyim! :) Malcom X' in de dediği gibi ''Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır.'' Malcom gibi binlerce düşünür, bilim insanı, siyasetçi belki de sizler bile tarihe iz bırakacak cümleler kurmuşsunuzdur. Evet, bunu düşünmek ve bu yargının yanlış olduğunu söylemek kesinlikle yapılması gereken bir davranış. Fakat neden biz yanlış olduğunu savunup da bu hastalıklı düşünceyi savunacak davranışlarda bulunuyoruz?
Ben her zaman şuna inanırım; insan ırkını yok edecek olay ırkçılığı ve açgözlülüğü olacak. Neden mi? Çünkü teknoloji geliştikçe, doymak bilmez bir ırk olacağız. Şu an da öyleyiz zaten. Ama açgözlülükten öte ırkçılık ön planda bana göre. Cinsiyeti, ırkı, dini ve rengine göre insanları seçiyoruz. ''A kişisi beyaz değil, ben onunla arkadaş olmam!'' ya da ''B kişisi Hristiyan mı Müslüman mı?'' diye sorgulayanlara ben şahit oldum. Açıkçası bu ve bunun gibi ''insanları'' sosyal medyada da görmek mümkün. Bu psikolojik hastalık bütün dünyayı esir almış durumda. Sağlıklı düşünemiyoruz maalesef.
İnsanoğlu farklılıklarıyla ön planda değil mi? Kimisi çok iyi bir sanatçı kimisi de çok iyi bir bilim insanı. İnsanları özellikleriyle ayırmamalı onlarla iç içe olmalıyız. Dışarıdaki seslere değil içimizdeki sese odaklanmalıyız. Maalesef birkaç olay oluyor, konuşuluyor ve sonra unutuluyor. Bu ırkçılık yüzünden Dünya Savaşları da çıkmadı mı? Belki de gelecekteki Dünya Savaşları da yine ırkçılıktan doğabilir. Çünkü insanoğlu unutkan bir ırk. Yaptığı hatayı tekrarlayan ve acımasız bir ırk. Belki içimizde istisnalar vardır ama yüzde seksenden fazlamız böyle. Diyenler ya da böyle düşünenler olacaktır; ''Şimdi bu kız nasıl böyle düşünüyor ya da nereden biliyor, yaşı kaç ki?'' Bilmiyorum bu benim özelliğim gibi. İnsanları okumayı seviyorum. Onlar konuşmasa da yüzlerinden, davranışlarından anlıyorum. Tabi ki yanıldığım zamanlar oluyor çünkü kimse ''mükemmel'' değil. 17 yaşındayım ve büyüdükçe insanların gerçek yüzlerini, menfaatları için neler yaptıklarını hepimiz görüyoruz bence. Bir de büyüdükçe farklı bakış açılarıyla karşılaştırıyorsun. Belki çoğumuz büyümek istemememişizdir. Aynı Küçük Prens' deki gibi; ''Büyüdükçe kirlendi Dünya!'' kesinlikle öyle.
Umarım anlatmaya çalıştığımı sizlere geçirebilmişimdir. Çünkü bu devirde yanlış anlaşılmak çok kolay oluyor. Her hafta Farkındalık Kuşağı' yla sizleri blog sayfama beklerim. Daha ne konular var... Hepsi sizleri bekliyor. İyi Okumalar!
İnsanlık tarihinin en büyük problemi, ırkçılığın aslında bir hiç olduğu, sadece bir istisna olduğudur. Erik Hansen
Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; kardeş olarak yaşamayı... Martin Luther King
Barışta evlatlar babalarını, savaşta babalar evlatlarını toprağa verirler. Herodot
Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi. Stefan Zweig
Çok güzel bir yazı olmuş, emeğine sağlık.
YanıtlaSilAsıl ben teşekkür ederim. :)
SilÇok sevdim ben bu seriyi, daha önce söylemiş miydim adaşım? :)) Böyle yazılara yorum yapmayı daha çok seviyorum sanırım. Biz ne kadar ırkçılığı bitirmeye çalışsak da hatta bu değişime yakın çevremizden başlasak da herkesi düzeltemeyeceğimize o kadar eminim ki. Şimdi bu ortamda bunu konuşuyoruz farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz her konuda, ama ertesi gün sokakta ırkçılığın dibini gördüğümde yine aynı yere dönüyoruz gibi hissediyorum. Ailemin bazı üyelerini ve yakın çevremi de bu ırkçılık konusunda eğitmeye çalışıyorum ben hala. Eğitmek diyorum çünkü gerçekten ben eğitmekle olacağını düşünüyorum bu gibi durumları. Özellikle de okullarda... Ne yapabilirsrm yapmaya çalışıyorum insanlık için ama hiç inancım yok biliyor musun. Çok mu karamsar oldu yorum özür dilerim, lakin malesef düşüncelerim bunlar :(
YanıtlaSilSeriye devam ett neler çıkacak ortaya merak ediyorum
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Kesinlikle haklısın bence. Maalesef karamsarlık devrindeyiz.
SilO kadar saçma ki sanki doğarken biz kendi rengimizi,ailemizi,ülkemizi seçiyoruz.Belki
YanıtlaSilde dünyanın en saçma şeyi.Bizler neden böyleyiz ? Bazen insanlıktan nefret ediyorum.
Yorumun için çok teşekkür ederim.
SilBÜYÜDÜKÇE KİRLENDİ DÜNYA kesinlikle öyle :) kalemine sağlık
YanıtlaSilYorumun için çok teşekkür ederim. :)
Silyine nefis bir yazı senden :) dünkü film seçkisi yazımda cry freedom adlı bir roman ve film var. kaçırma. tam da bu konuuu :)
YanıtlaSilYorumun için çok teşekkür ederim canım. Hemen bakıyorum...!
SilSüper bir konuya değinmişsiniz👍Kaleminize sağlık 🤗
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ederim. :)
SilSevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz.
YanıtlaSilYorumun için çok teşekkür ederim.
SilIrkçılık toplumsal bir sorundur . Bunu üstesinden ancak toplum gelebilir
YanıtlaSilYorumun için çok teşekkür ederim. Kesinlikle katılıyorum.
Silİnsan kökeni Afrika'ya dayanan kavimlerin türemesinden oluştu ama nasılsa bu ırkçılık denen kavramı buldu. Hepimiz biriz, hepimiz özel.
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ederim. Kesinlikle katılıyorum!
SilYorumun için çok teşekkür ederim. Yazdıklarına kelime kelimesine katılıyorum. :)
YanıtlaSil