27 Kasım 2020 Cuma

Yazgı Tutsakları | Adnan Gökçe

Kasım 27, 2020 7

Herkese yeniden merhaba! Uzun aradan sonra muhteşem bir kitapla karşınızdayım. Tek söylemem gereken şey; kurgu çok güzel. Aslında ilk kitabı olan Zeugma Darbesi'ni Instagram hesabımdan paylaştım. Buradan da en kısa zamanda paylaşmayı umuyorum.

Kitapta birçok yerin altını çizdim diyebilirim. Özellikle de Yazgı Tutsakları tamı tamına toplumun gerçeklerini yansıtan bir ayna görevinde. Karakterler çok gerçekçi, olaylar havadan sudan değil; bizi anlatan şeyler. Belki ben toplumcu gerçekçi yazarları çok seviyorum, orası ayrı tabi. Eğer siz de bu türden romanları ya da hikayeleri seviyorsanız Yazgı Tutsakları'nı okumayı unutmayın.

Adnan Gökçe'nin elimde üç tane kitabı var. Bunlar; Yazgı Tutsakları, Zeugma Darbesi ve Sadece (Resim Çalışmaları). Aslında bu kitapların da bir hikayesi var. Adnan amca bizim oturduğumuz sitede oturuyor. Bir gün benim de bir kitap yazdığımı öğrenince bu eşsiz kitaplarını imzalayarak hediye etti. Umarım ben de en kısa bir zamanda kitabımı sizlerle buluşturacağım. :) İyi okumalar...

Kitabın arka kapağındaki özet şöyle: Günümüzde, doğuştan şanssız çocuklar, yaşları ilerledikçe kendilerine ve topluma büyük zararlar vererek, oradan oraya savrularak yitip yok oluyorlar. Toplum ise onların geçtikleri yolları ve o yollardan geçerken yaşadıklarını yok sayarak onları acımasızca yargılıyor. Oysa onlar içinde yaşadıkları toplumun çocuklarıdır ve içine düştükleri durumdan o  toplumun sorumluluğu yadsınamaz!.. Romanın bir yerinde Recep: “Farklı koşullarda doğup büyüseydik bunlar başımıza gelmezdi... İçinde yaşadığımız toplumun bize reva gördüğü rol  bizim bu suçları işlememize neden olmuştur…” diyerek bu konuya parmak basmaktadır. YAZGI TUTSAKLARI kurmaca bir öyküden yola çıkarak, doğuştan şanssız çocuklar konusunda bir farkındalık geliştirmek için girişilmiş küçük bir çabadır...

Şu insanoğlunu hiç anlamıyorum. Yeryüzünde konuşabilen, duyguları olan tek canlının kendileri olduğunu sanıyorlar. Oysa dünya bir eko sistemdir ve insanoğlu da diğer canlılar gibi bu sistemin bir parçasıdır. Yani bu dünya, üzerinde yaşayan tüm canlıların ortak malıdır. Hal böyle iken bu kibir niye? (sayfa 137)


Yüreğinde sevgi ve dostça duygular besleyenler yaptıkları yaptıkları yardımları bir karşılık beklemezler. Çünkü onlar başkalarına yardım ettikçe içsel huzura erişirler. Bu onların elde edeceği en değerli karşılıktır. Ben Tanrı'ya, bana ihtiyacı olan birine yardım edebilme fırsatı verdiği için her zaman şükrederim. (sayfa 169)


İyilik, dostluk, yardımlaşma insanların doğal davranlarışı olup yaygınlaştıkça dünya daha güzel ve yaşanabilir bir yer olacaktır. Bana düşen bu inancın yaygınlaşması için çaba harcamaktır. (sayfa 169)


Siz insanlarda yaşamınız boyunca başınızdan geçen her şey derin izler bırakır. Yaşananlar zamanla solup unutulsa da içinizde bir yerlerde kalan derin izleri silinmez. Bir bakıma kişiliklerimizin gelişmesinde o izlerin etkin rolü vardır. (sayfa 179) 



 

Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.