Herkese yeniden merhaba! Temmuz ayının beşinci kitabı karşınızda. Güzel ve bir o kadar kısa bir hikayeydi. Klasikler içerisinden en merak ettiğim kitaplardan birisiydi diyebilirim. Temmuz için ilk dünya klasiği Franz Kafka'dan Dönüşüm oldu. Ayrıca Kafka'dan okuduğum ikinci kitap. İlk kitabım Bir Köpeğin Araştırmaları'ydı. Onun yorumu için buraya tıklamanız yeterli. Peki sizlerin Temmuz ayı nasıl geçiyor? Okumalar nasıl, hangi kitapları okuyorsunuz. Yorumlarda belirtirseniz çok memnun olurum. Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Franz Kafka'nın o unutulmaz cümlesi... Dönüşüm denilince akla ilk gelen o cümleden sonra gerçekleşenler peki? Hayatta her insanın kendini Gregor Samsa gibi hissettiği zamanlar olmuştur.
Franz Kafka'nın sembolizmin ve soyut düşüncenin dibine vurduğu bir hikaye diyebiliriz. Orijinal adı "Die Verwandlung" olan Dönüşüm Franz Kafka'nın en çok okunan eseridir. Gregor Samsa adlı karakterle böcek metaforu üzerinden mesaj vermeye çalışır yazar bizlere. Sayfa sayısı az olmasına rağmen içerdiği itibariyle güzel ve bir o kadar anlamlı bir kitaptır. Franz Kafka özellikle de bu eserinde sembolizme geniş bir yer vermiş. Açıklamak gerekirse; sembolizmin amacı aktarılmak istenen düşünce veya duyguyu semboller üzerinden anlatılmasına denilir. Kafka da bizlere bunu bir böceğe dönüşen Gregor Samsa tarafından aktarır. Ayrıca Kitap çoğu eleştirmene göre babasının Kafka'yı edebiyata olan merakından dolayı ailenin böceği olarak suçlaması, aile tarafından reddediliş hikayesini Dönüşüm ile anlatmasına dayanır. Kitaptaki karakterin de kendisi olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca farklı olanın toplum tarafından dışlandığı, hayatta kalmak için toplumsal kalıpları aşmamak gerektiğini de sık sık vurgulamıştır.
Konusu da yukarı değindiğim gibi bir sabah Samsa'nın bir böceğe dönüşmesi ve sonrasında yaşanan olaylar anlatılmaktadır. Özellikle de bu dönüşümden sonra aktardığı o düşünceler, ailenin ona karşı artık eskisi gibi davranmaması, toplumsal kalıpları aşmamak gerektiği, insan kullanıldıktan sonra değeri bilinmemesi gibi pek çok mesaj veriyor diyebiliriz. Sonuçta günümüzde de aynısı değil mi? Açıkçası kitabı okurken hiç de yabancılaşma hissetmedim. Çünkü günümüzde de insanlar öyle. Herkes birbirini kullanıyor ve ne zaman çıkar ilişkisi bitse o aradaki bağ da yok olup gidiyor. Genel olarak baktığımızda Franz Kafka belki bambaşka bir şey anlatmak istiyordur. Çünkü sembolizmin amacı budur. Anlam açıkça verilmez. Okuyucunun yorumuna, hayal dünyasında şekillenir ve vücut bulur. Tabii ki bu eseriyle ilgili de yukarıda da bahsettiğim gibi birçok rivayet vardır.
Genel olarak en çok mantıklı bulduğum; tarihin ve edebiyatın her zaman içe içe olmasından dolayı o dönemin zorlu şartlarını da anlatıyor olabilir Kafka. Çünkü kendisi bir Yuhudi ve o dönemin sınırları içerisinde olan Prag'da dünyaya gelmiş. Bildiğiniz gibi bir iki kitap öncesinde Auschwitz Kütüphanecisi adlı bir kitabı okumuştum. Orada da baş karakterimiz olan Dita Kraus Prag'da doğup büyümüştü. O dönemde de o bölgede bir Nazi hareketliliği vardı. Hatta Kafka'nın yakın arkadaşı olan Doktor Utitz o vahşi kamptadır. Kitabın o bölümünde diyor ki; ''Ve Doktor Utitz o zamanlar Franz'ın kız kardeşleri Elli ve Valli Kafka'nın bir süre sonra Chelmno'daki toplama kampının gaz odalarında can vereceğini, en küçükleri Ottla'nın da Auschwitz-Birkenau'da Zyklon gazıyla katledileceğini bilemezdi henüz.''
Zaten Auschwitz Kütüphanecisi'nde en çok dikkatimi çeken bir söz vardı; ''Aslında Dönüşüm'ün yazarı, olacakları herkesten önce tahmin etmişti: İnsanların bir gece içinde canavar yaratıklara dönüşebileceğini görmüştü.'' Gerçekten de öyle...
Kitabı okuyup bitirdikten sonra uzun uzun düşündüm. Aslında bizler de bu dönüşümün bir parçasıyız. Hayatın ilk gününden son gününe kadar bu dönüşümümüz devam etmekte ve ediyor. Hayata bakış açımız, zevklerimiz, görüşlerimiz, farklılıklarımız, duygularımız... Hep bir dönüşüm içerisinde. Bazılarına göre bu dönüşüm bir hayatın parçası; bazılarına göre bu dönüşüm bir canavar! Bu yorum da yine sizlere bağlı. Kitaptaki dönüşüm bambaşka ve içler acısı. Evin sayılan ve sevilen birisinden küçücük korkulan bir böceğe dönüşmek. Git gide ilgi ve alakanın sizden çekilmesi ve hor görülmeniz. İlk başta kabulleniş sonrasında isyan. Hayat da böyle değil mi? Dönüşüm benim açımdan Franz Kafka'ya ait esrarengiz bir kaçış romanı. Nereye kaçarsan kaç, nereye saklanırsan saklan kurtulamayacağın bir lanet. Öyle ki, dönüşümün nedeninin bile hiç sorgulanmadığı, aynen kabullenildiği bir kaçış. Eski günlerin özlemi, ailenin seni dışlaması ve bir böcekten farksız fakat aynı zamanda bir böcek olarak hayata tutunma çabası...
Peki sizler neler düşünüyorsunuz? Dönüşüm denilince aklınız ilk gelen şey nedir? Siz Gregor Samsa'nın yerinde olsaydınız neler yapardınız? Yorumlarda buluşalım!
Yazdıklarımı okuduğumda çok mu derin mevzulara daldım diye düşündüm açıkçası. Ama bunu nasıl sadeleştireceğimi bulamadım. Çünkü bu klasik eser öyle güçlü öyle dopdolu ki... Bir konudan diğer konu, oradan bambaşka bir konu açılıveriyor. Umarım sizler için de sıkıcı olmamıştır. Kendinize çok iyi bakın, kitapla kalın!
Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor.
Bir çıkmazın içerisindeyim, ama bu çıkmazdan kurtulacağım. Fakat zor olan bu durumumu daha da zorlaştırmayın.
Sürekli değişen hiç süreklilik kazanmayan asla samimileşmeyen insan ilişkileri. Yerin dibine batsın.
Beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim.
'Erken kalkmak' diye düşündü, insanı bir hayli aptallaştırıyor. İnsan uykusunu iyi almalı.
Ölmekten müthiş bir şekilde korkuyordu çünkü henüz gerçek anlamda yaşamamıştı.
Hata yapabilirsin, bu sorun değil. Sorun olan; hata da ısrar etmendir.
Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.
Beğenerek okuduğum kitaplardan biri. Sen de çok güzel tanıtmışsın İremciğim. Emeğine yüreğine sağlık canım 😊🤚
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. 💖😍😇
SilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim. Kesinlikle tekrar tekrar okuyup sorgulanması gerekilen bir şaheser. 😇
YanıtlaSilOkuyalı baya uzun yıllar oldu ama gerçekten sevdiğimi hissetmiştim ve sen de kitabı kesinlikle çok iyi açıklamışsın. Harika bir yorum olmuş <3
YanıtlaSilYorumun için çok teşekkür ederim. 💖😇
SilElimin gidip gidip geldiği bir kitap henüz okumak isteyip istemediğim konusunda kararsızım ama anlatımın çok güzel olmuş😉
YanıtlaSilYorumun için çok teşekkür ederim. Kesinlikle tavsiye ederim. Çünkü bir oturuşta bitebilen bir klasik. 😇
Silayy amanin, dev hamam böcekleri var yaaa valla iğrenç iğrenç, küçükler deee :) yanii, kafkayı görsem mutfakta filan üstüne basar öldürürdüm onu :)
YanıtlaSil😅🤣
SilAilenin böyle sırtını dönmesi çok acı.
YanıtlaSilKesinlikle...
SilÇok ama çok güzel anlatmışsın, yorumlamışsın kitabı bence:))) Kitabı okumadım ama hep merak ediyorum. Auschwitz Kütüphanecisi ile bu kitap arasında bir bağ var o zaman yazından anladığım kadarıyla, yanlış anlamadıysam:))) İki kitabı arka arkaya okumak daha mı iyi olur acaba diye düşünmeden edemedim yazını okuyunca:))) Bence çok derin mevzulara dalman çok iyi olmuş, çünkü bazı kitaplar başka türlü anlatılamıyor. Yorumunu çok sevdim ve keyifle okudum. Kitabı da not aldım:))) Dönüşüm bana yeni olan bambaşka şeyleri çağrıştırıyor ama sanırım biraz daha düşünmem gerekecek:))) Alıntılar çok güzel:)) ''Hata yapabilirsin, bu sorun değil. Sorun olan; hata da ısrar etmendir.'' alıntısını çok sevdim. Harika bir yorum olmuş:)))
YanıtlaSilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim. Kesinlikle okumanı isterim. Bir solukta bitirebileceğin bir kitap. Aslında aralarında bir bağ yok. Ben de bir tahmin yürüttüm. 😇
SilMerak ettiğim ama bir türlü okuma fırsatı bulamadığım bir eser. Uzun süredir klasiklerden pek okuyamıyorum zaten. Verdiğin emeğe sağlık gerçekten bir okur olarak tatmin edici bir yorum okudum. Teşekkürler
YanıtlaSilGüzel yorumun ve desteğin için asıl ben teşekkür ederim. 😇
SilYorumun çok güzel. Emeğine sağlık. Severek okuduğum kısa bir hikayeydi :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim yorumumu beğendiniz için. 😇
Sil