29 Ocak 2024 Pazartesi

Romanın Ardındaki Gerçek: Japon Yazarın ChatGPT İtirafı

Ocak 29, 2024 0

Ünlü Japon yazar Rie Kudan, ülkesindeki en prestijli edebiyat ödüllerinden birisi olan Akutagawa Ödülü'nü kazandıktan sonra yapay zekadan yardım aldığını itiraf etti.

Hatırlıyorsanız bir yıl önce sizlere "ChatGPT Geleceğin Yazarı Olabilir!" yazısını paylaşmıştık. Okumak isteyenler yukarıdan yazımıza kolayca ulaşabilirler.

En iyi kurgu eseri dalında Akutagawa Ödülü'ne layık görülen 33 yaşındaki yazar Rie Kudan "Yaratıcılığımın kendini sonuna kadar ifade etmesine izin verirken, romanlarımın yazımında yapay zeka kullanımından yararlanmaya devam etmeyi planlıyorum." dedi.

Japonya'nın en prestijli edebiyat ödüllerinden biri olan Akutagawa Ödülü'nü kazanan yazar Rie Kudan, Tokyo-to Dojo-to eserini yazarken yapay zekadan yardım aldığını doğruladı. Kudan, romanının yaklaşık %5'inin doğrudan ChatGPT tarafından üretildiğini ve yaratıcı sürecinde yapay zekâdan yararlandığını açıkladı.

Roman Tokyo-to Dojo-to; Tokyo'da kanunları çiğneyenlerin rehabilite edildiği konforlu, yüksek katlı bir hapishane inşa etmekle görevlendirilen bir mimarın ikilemlerine odaklanıyor ve tema olarak yapay zekayı öne çıkarıyor. Kudan, romanı yazarken kendi hayatında kimseye anlatamayacağını düşündüğü sorunları ChatGPT'ye danışacağını söyledi. Ardından yazar bu söylemini şöyle dile getirdi: "Yapay zeka beklediğimi söylemediğinde bazen duygularımı ana karakterin satırlarına yansıttım."

Yazarlıkta Yeni Bir Dönem Başlıyor!

Ünlü Japon yazarın ChatGPT itirafından sonra edebiyat dünyasında tartışmalara yol açtı. Biliyorsunuz ki çoğu yazar (George RR Martin, Jodi Picoult ve John Grisham gibi yazarlar) geçen yıl ChatGPT'nin yaratıcısı olan şirket OpenAI'ye karşı dava açmışlardı. Yapay zeka, son yıllarda edebiyat alanında da kullanılmaya başlandı.
ChatGPT gibi yapay zeka uygulamaları, yazarlara ilham kaynağı olmakta ve yaratıcı süreçte yardımcı olmaktadır. Ancak, yapay zekanın edebiyat alanında kullanımı, bazı tartışmalara da neden olmaktadır.

Bazı eleştirmenler, yapay zekanın yaratıcılığı ve insan duyarlılığını yansıtamayacağını savunurken, bazıları ise yapay zekanın edebiyat alanında kullanımının yaratıcılığı artırabileceğini düşünmektedir.

Ödül Komitesi ChatGPT Kullanımını Kabul Etti!

Seçici kurulun Kudan'ın ChatGPT kullanım konusundaki açıklamalarını sorunlu olarak algılamadıklarını açıkladı. Seçici kurul ayrıca üretken yapay zekâdan söz edilmesinin romanın anlatısının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Her ne kadar yapay zeka bir ilham kaynağı olarak kullanılsa da herkes bu duruma sıcak bakmıyor gibi gözüküyor. Pek çok kişi bu uygulamayı ahlaki açıdan sorgulanabilir olduğunu dile getiriyor ve Kudan'ın Japonya'nın en önemli edebiyat ödülünü hak edip etmediğini sorguluyor.

Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce yapay zekadan yararlanmak, etik mi? Yorumlarda buluşalım!

24 Ocak 2024 Çarşamba

Çok Satan Gerilim Romanı Paris Apartmanı Raflarda!

Ocak 24, 2024 3

Lucy Foley'in kaleminden çok satan gerilim romanı "Paris Apartmanı" Türkçeye çevrilmesinin ardından raflardaki yerini aldı!

Paris Apartmanı, Epsilon Yayınlarından geçtiğimiz ay çıkış yaptı. İngiliz günlük gazetesi olan The Guardian, yazar Lucy Foley için de şunları dile getirdi: "Çağımızın Agatha Christie'si..."

Lucy Foley'in "Paris Apartmanı" romanı, gizem ve suç türünde bir eser olarak dikkat çekmektedir. Kitap, No.12 rue des Amants'da geçen bir cinayeti konu almaktadır. Yazarın diğer eserlerinde olduğu gibi, bu kitabında da okuyucuyu sürükleyici bir hikayenin içine çekmeyi başardığı ifade edilmektedir. Roman, 380 sayfadan oluşmaktadır ve Türkçe dilinde okuyucularla buluşmaktadır 

Paris Apartmanı romanı, Lucy Foley'nin çeşitli eserlerinden biri olarak, çok sayıda okuyucuya ön plana çıkmıştır. Kitap, çeşitli yayınevi ve online platformlarda satın alınabilmektedir.

Paris Apartmanı Yorumları

Kitap, çeşitli yorumlar ve yorumları içerir, bazı okuyucular "çok basit yazılmış" ve "daha ortasında zaten kitabı çözdüm" ifade ederek, kitabın içeriğine ve hikayesine dikkat çektiğini ifade etmektedir. Ancak, bazı okuyucular "sürükleyici bir hikaye" ve "çok iyi bir gerilim romanı" ifade ederek, kitabın içeriğine ve hikayesine dikkat çektiğini ifade etmektedir.

Özetle, Lucy Foley'in Paris Apartmanı romanı, gizem ve suç türünde bir eser olarak dikkat çekmektedir. Kitap, çeşitli yorumlar ve yorumları içerir, bazı okuyucular "çok basit yazılmış" ve "daha ortasında zaten kitabı çözdüm" ifade ederek, kitabın içeriğine ve hikayesine dikkat çektiğini ifade etmektedir. Ancak, bazı okuyucular "sürükleyici bir hikaye" ve "çok iyi bir gerilim romanı" ifade ederek, kitabın içeriğine ve hikayesine dikkat çektiğini ifade etmektedir.

Romanın arka kapak tanıtım yazısı ise şöyle:

rue des Amants, No.12'ye hoş geldiniz...

Eyfel Kulesi’nin parıltılı ışıklarından ve Seine Nehri'nin hareketli kıyılarından uzakta, eski bir apartman... Herkesin bir hikâyesinin olduğu gizemli bir yer. Meraklı bir kapıcı, sosyetik bir kadın, alkolik bir koca, korkak bir oğul, depresyondaki bir kız ve istenmeyen bir misafir... 

Dün gece üçüncü kata biri girdi ve bir adam kayboldu. Herkes komşu... Herkes şüpheli... Herkes bir sır saklıyor... Peki üçüncü katın anahtarı kimdeydi?

Lucy Foley Kimdir?

İngiltere, Sussex'te yaşayan Lucy Foley, İngiliz çağdaş, tarihi kurgu ve gizem romanları yazarıdır. The Paris Apartment ve The Guest List adlı romanları New York Times'ın en çok satanlar listesine girmiştir.

Ayrıca yazar Goodreads hesabından kendini şöyle tanıtıyor: Londra'da yaşıyorum ama seyahat etmeyi seviyorum - hem gerçek hayatta hem de sayfada (bu nedenle yazılarımda çok uzak yerler görünüyor). 

Son romanım Davet; 1950'lerin film dünyasında, İtalyan Rivierası'nda geçiyor. İlk romanım Kayıp Eşyalar kitabı, 2015'in başlarında yayınlandı. 

Ayrıca yazarın muhteşem bir tarihle dolu efsanevi şehrimiz İstanbul'da geçen, yasak aşkın kargaşasını canlı bir şekilde yakalayan destansı bir hikâyesi de mevcut. Romanın adı da İstanbul'dan Son Mektup. Açıkçası bu romanını çok merak ettik. Eğer aramızda okuyanlar varsa yorumlarda görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.

Peki siz Paris Apartmanı hakkında neler düşünüyorsunuz? Yazarın bir diğer kitabı olan İstanbul'dan Son Mektup'u daha önce okumuş muydunuz? Yorumlarda buluşalım!

21 Ocak 2024 Pazar

Yirmi Dokuz Buçuk Neden | Denise Grover Swank

Ocak 21, 2024 3

Ocak ayının ilk romanını uzun bir aradan sonra siz okurseverlerle paylaşıyoruz. Peki sizlerin kitap okuma maceranız nasıl geçiyor? Ocak ayı için herhangi bir hedefiniz var mıydı? Aşağıdaki yorumlar bölümünden görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.

Dediğimiz gibi Ocak ayının ilk kitabı Rose Gardner Gizemleri serisinin ikinci kitabı olan Yirmi Dokuz Buçuk Neden'i sizlerle inceleyeceğiz.

Kitabı elinize alıp incelediğiniz zaman tek kitapmış gibi geliyor. Açıkçası kitabı okurken de seriden bağımsız okuyabilirsiniz. Özellikle de herhangi bir kitabın kapağına -seri olan kitaplara- bakarsanız çoğu, kitaba dair herhangi bir bilgilendirme yapmıyor. Bu bilgilendirmenin olmaması da maalesef seri olan kitapların tam ortasında bırakılan bir okur oluyor. En azından kitap kapaklarında bilgilendirme yapılsa, serinin kitapları yazılsa bu tür durumlar daha da azalacaktır. 

Tabii ki 1000Kitap, Goodreads gibi uygulamalara bakarsanız okuyacağınız herhangi bir kitabın seri mi yoksa tek kitap mı olduğuna kolayca ulaşabilirsiniz. Ama kitapların kapaklarında da en azından bilgiler mevcut olmalı. En azından biz böyle düşünüyoruz. Eleştirimiz bittiyse kitaba dair yorumlarımıza hemen geçelim:

Yirmi Dokuz Buçuk Neden Romanının Konusu

Romanın arka kapak tanıtım yazısı şöyle:

Her kararımız bir risk. Yine de hayat, tüm ihtimalleri göze almaya değer. 

Rose Gardner, yeni bölge savcısı yardımcısı Mason Deveraux ile yaşadığı talihsiz karşılaşmaya rağmen bir cinayet davasına jüri üyesi olarak seçilir. Dava sürecinde, girmek zorunda kaldığı erkekler tuvaletinde şahit olduğu telefon konuşmasının ve gördüğü görüntünün, sanığın suçsuz olduğunu işaret ettiğini fark eder. Fakat bu konuda yapabileceği hiçbir şey yoktur.

Yoksa var mıdır?

İşler yeterince kötü değilmiş gibi bir de ablası Violet, erkek arkadaşı Joe ile görüşmesine son verip şansını başka erkeklerden yana kullanması konusunda kendisine baskı kurmaya başlar. Diğer yandan Joe ona birlikte yaşamayı teklif eder. Rose'un bu teklifi kabul etmesi için yirmi dokuz, reddetmesi için ise küçük ama önemli bir nedeni vardır! Kafası karışan genç kadının, şimdiye dek başına gelen en muhteşem şeyin ellerinden kayıp gitmesine izin verip vermeyeceğini ise zaman gösterecektir.

Rose Gardner Serisi Kaç Kitaptan Oluşuyor?

Evet, bu çok önemli bir soru bizim açımızdan. Çünkü biz de serinin ikinci kitabını okuyarak başladık. Aramızda seriyi merak edenler varsa yazarın kişisel web sayfasında yer alan serinin sıralamasını takip edebilirler. Seriye baktığınızda daha dilimize çevrilmemiş kitapları görebilirsiniz. Dilimize çevrilen serinin ilk dört kitabı mevcut.

Orijinal seri ise toplamda dokuz kitaptan oluşmakta. Ayrıca serinin arasında novella tarzı diyebileceğimiz kısa hikayeler mevcut. Bu hikayeler de serinin bir nevi devamı gibi gözükse de seride yer alan karakterlerin bakış açılarını inceleyebiliyorsunuz. Açıkçası yazarın web sayfandan incelediğimiz kadarıyla çok güzel ve akıcı bir seriye benziyor.

Kendinizi okuyamama durumu, bilinen adıyla "reading slump" da hissediyorsanız bu seriyi kolaylıkla okuyabilirsiniz.

Denise Grover Swank Kimdir?

Denise Grover Swank kendi web sayfasından kendini şöyle tanıtıyor: New York Times ve USA Today'in çok satan yazarı Denise Grover Swank, Kansas City, Missouri'de doğdu ve on dokuz yaşına kadar bu bölgede yaşadı. Daha sonra göçebe oldu; köklerine dönene kadar on yıl boyunca beş şehirde, dört eyalette ve on evde yaşadı.

İngilizce konuşuyor ve Nick Jr.'ın yoğun bir eğitim sürecinden öğrendiği az miktarda İspanyolca ve Çince konuşuyor. Hobileri arasında esprili Facebook yorumları (kendi aklından) ve mutfağında çocuklarıyla dans etmek yer alıyor. (Onun soyuna inanıyorsanız oldukça kötü.) Gizli yetenekler arasında kendini haklı çıkarma yeteneği ve çok miktarda kafein içip yine de iki dakika içinde uykuya dalma yeteneği yer alıyor. Koku alma duyusunun olmaması, ağza alınmayacak birçok görevi yerine getirmesine olanak tanıyor. Altı çocuğu var ve akıl sağlığını kaybetmemiş. Ya da sizi öyle inanmaya yönlendiriyor. Denise'i JABberwocky'de edebiyat ajanı Eddie Schneider'i temsil ediyor.

Peki siz Rose Gardner serisini okumuş muydunuz? Seri hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Geçmişinin geleceğini kontrol etmesi gerekmiyor.


Kötülük, sıklıkla en iyi niyetlerle başlar, onun kötülük olduğunu bile bilemezsiniz.


Gerçek şu ki hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktu. Her karar bir riskti. Sadece ihtimallerin benim tarafımda olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı.

13 Ocak 2024 Cumartesi

Türkiye'nin İlk Yapay Zeka "Bookstagram" Hesabı: Doğa

Ocak 13, 2024 2

Evet, yanlış okumadınız. Yapay zeka edebiyat dünyasına da adımını attı. Doğan Kitap, ilk yapay zeka bookstagramını geçtiğimiz günlerde tanıttı.

Her geçen gün yapay zekanın yaptıklarına şaşırıp kalıyoruz. Özellikle de son bir buçuk yıldır yapay zeka kavramı hayatımızın her yerinde var almaya başladı. Hatırlarsanız daha önce sizlerle ChatGPT'nin geleceği yazarı olabileceğini tartışmıştık. O yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi ise yapay zeka hem kitapları okuyor hem de okuduğu kitapları yorumlayıp bizlerle paylaşıyor.

Geçtiğimiz günlerde Doğan Kitap Türkiye'nin ilk yapay zeka "Bookstagram" hesabını paylaşmasıyla da birçok okurun dikkatini çektiğini söyleyebiliriz. Hesapta yer alan kitap yorumları ve kitap fotoğrafları tamamıyla yapay zeka tarafından oluşturuluyor. Fotoğrafları incelerseniz, ne kadar da gerçekçi olduğunu görebilirsiniz. Yapay zekanın bu kadar gerçekçi olması sizce de korkutucu değil mi? Yorumlarınızı aşağıdaki bölümden bizlere paylaşabilirsiniz.

Bookstagram "Doğa N. Okuyor" Kimdir?

Yapay zeka Doğa, Instagram hesabından kendini şöyle tanıtıyor: Herkese yeniden merhaba! Ben Doğa! Ben bir yapay zeka karakteriyim. Bir süredir sizlerle okuma deneyimlerimi paylaşıyorum.

Türkiye'nin ilk yapay zeka bookstagramı olmak için Doğan Kitap tarafından tasarlandım. 2024'te sizinle edebiyat dünyasında sıra dışı bir yolculuk yapmayı planlıyorum. Bu yolculukta beni yalnız bırakmazsanız çok mutlu olurum. Bana sorularınızı sormaktan ve kitap önerilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin!

Yapay Zeka Bookstagramı

Bookstagramlar artık kitap dünyasının vazgeçilmez bir parçası. Instagram'da kitap okurlarının deneyimlerini paylaştığı bu hesaplar hem yayıncıların hem de yazarların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor. Doğan Kitap da 2023 yılında hayatımızda daha çok yer alan yapay zeka karakterlerden ilham alarak yarattığı kendi bookstagramı Doğa N. Okuyor'u tanıttı.

2023 Eylül ayı içerisinde paylaşımlarına başlayan Doğa adlı yapay zeka karakter; Doğan Kitap, Dex ve Novus yayınlarından çıkan kitapları profilinde paylaştı ve tamamen yapay zekanın ortaya çıkardığı metinlerle bu kitapların incelemelerini sundu. 

Görselleri de yapay zeka ile oluşturulan Doğa'nın hesabında gerçek mekanlara karakter yerleştirmesi de uygulandı. Kendine has bir okuma rutini olan Doğa, Doğan Kitap sosyal medya ekibinin belirlediği karakteristik özelliklere sahip. Yabancı yazarları okumayı tercih eden Doğa, Haruki Murakami kitaplarını çok seviyor.

Görsellerinde kitabevlerini, kedileri ve kahve fincanlarını kullanmayı tercih ediyor. Pozitif bir iletişim diline sahip olan Doğa, zaman zaman diğer bookstagramlarla da etkileşimde bulunuyor. Aynı zamanda Doğa'nın kendine özgü bir giyim tarzı ve saç stili de var.

Gagarin Content Group ve Doğan Kitap'ın birlikte geliştirdiği Doğa karakteri 2024 yılında edebiyat dünyasında farklı maceraların kapısını aralamaya hazırlanıyor. "Yapay zeka eğer bir kitap okuru olsaydı nasıl paylaşımlar yapardı?" sorusu sizde de merak uyandırıyorsa; Doğa'yı takip edebilirsiniz.

Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Doğa'yı daha önceden takip ediyor muydunuz? Sizce yapay zekanın bu kadar gerçekçi olabilmesi korkunç mu? Yorumlarda buluşalım!

11 Ocak 2024 Perşembe

Amok Koşucusu | Stefan Zweig

Ocak 11, 2024 0

Herkese yeniden merhaba! Konumuz Kitabı ekibi olarak 2024'ün bu ilk ayında herkese şimdiden çok güzel seneler dileriz. Umarım hedeflediğiniz, umduğunuz her şey bu yıl sizin olur.

Yeni yıla girmeden paylaşmamız gereken tek kitap Stefan Zweig'in Amok Koşucusu'ydu. Kısmet bugüneymiş diyelim. Aralık ayının son kitabı Konumuz Kitap okurlarının en sevdiği klasik yazar Stefan Zweig'dan Amok Koşucusu oldu. Instagram hesabımızdan paylaştığımız Stefan Zweig Kutulu Set serisinden de böylece son bir kitap kaldı.

Eğer aramızda Amok Koşucusu'nu okuyanlar varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz. Öyleyse geçelim kitabımızın ayrıntılarına...

Amok Koşucusu Hikayesinin Konusu

Amok Koşucusu doktor olarak yardıma ihtiyaç duyan bir insana el uzatmanın vicdani yükümlülüğüyle kendi karmaşık duyguları arasında sıkışıp kalan bir adamın hikâyesidir.

Hollanda Doğu Hint Adaları’nda görev yapan bir doktor, dara düşüp kendisine başvuran çok zengin bir kadının "yardım" talebini geri çevirir. Zira kadının mağrur ve hesapçı tavrı karşısında büyük bir öfkeye kapılmış, gururuna yenik düşmüştür. Ancak söz konusu olan insan hayatıdır. Kısa süre içinde pişmanlığın pençesine düşer. Kadına yardım etmeyi saplantı haline getiren doktor, Malezya halkında rastlanan bir nevi öldürücü delilik olan hummanın, amokun etkisi altına girer.

Amok Koşucusu, Avusturyalı yazar Stefan Zweig tarafından yazılan bir novelladır. Novella, başkarakterin içsel çatışmalarını ve duygusal çöküşünü anlatan bir psikolojik hikayedir. Hikaye, bir gemi doktorunun Malezya'da yaşadığı olayları konu alır. Doktor, bir yolcu gemisinde çalışırken karşılaştığı bir dizi olayın ardından içsel bir çatışma yaşar ve sonunda duygusal bir çöküş yaşar.

Zweig'in eserleri genellikle insan psikolojisi, tutku ve toplumsal değişim gibi temaları işler. Amok Koşucusu da bu temalara odaklanan etkileyici bir örnektir. Kitap, yazarın duygusal derinlik, insan ilişkileri ve toplumsal eleştiriler konusundaki yeteneğini yansıtan bir eser olarak kabul edilir.

Ruhun Derinliklerindeki Dans

Amok Koşucusu'na dair yorumlarımız ise şöyle: Zweig, romanında duygusal derinlik ve insan psikolojisinin karmaşıklığına vurgu yaparak, okuyucularını karakterin zihnindeki zorlu yolculuğa davet eder. Toplumsal beklentiler, içsel çatışmalar ve duygusal zorluklar arasında gidip gelen doktorun hikayesi, okuyuculara insan doğasının derinliklerine bir bakış sunmakta.

Yazarın dil becerisi ve anlatım tarzı, okuyucuları karakterin duygusal durumunu tam anlamıyla deneyimlemeye yönlendirir. Zweig'in eseri, insanın içsel dünyasına dair sorgulamalar yapmak isteyenleri cezbetmekle kalmaz aynı zamanda duygusal bir yoğunlukla dolu unutulmaz bir okuma deneyimi sunar. Amok Koşucusu, insanın iç dünyasındaki karmaşıklığı keşfetmek isteyen her okur için derinlemesine bir düşünce provokatörü diyebiliriz.

Stefan Zweig Kimdir?

Stefan Zweig (1881-1942), Avusturyalı bir yazar, oyun yazarı ve biyografi yazarıdır. Zweig, 1881 yılında Viyana'da doğdu.

Eserleri genellikle psikoloji, insan ilişkileri ve tarih temalarına odaklanır. Zweig, edebi kariyerinde özellikle kısa öyküler, romanlar ve biyografiler yazdı. Eserleri, döneminin Avrupa kültüründe büyük ilgi gördü. Zweig'in en ünlü eserlerinden bazıları arasında "Satranç," "Amok Koşucusu," "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu" ve "Korku" bulunmaktadır. Yazarın eserleri, genellikle insan psikolojisi ve duygusal derinlik konularına odaklanarak okuyucuları etkilemiştir.

Zweig, Nazi Almanya'sının yükselişi sırasında politik nedenlerle Almanya'dan ayrılmak zorunda kaldı. 1942 yılında, Brezilya'da intihar etti. Zweig'in eserleri, ölümünden sonra da popülerliğini sürdürmüş ve birçok dilde yayımlanmıştır. Zweig, eserleri ve edebi katkılarıyla modern Avusturya edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak kabul edilir.

Peki siz Amok Koşucusu'nu okumuş muydunuz? Okuduysanız kitaba dair düşünceleriniz nelerdir? En sevdiğiniz Stefan Zweig eseri nedir? Yorumlarda buluşalım!

O korkunç gece, ölümle yaşam arasında geçen o sonsuz gece!


- Amok koşmanın ne olduğunu biliyor musunuz?
- Amok koşmak? Evet, sanırım biliyorum. Malezyalılarda görülen bir çeşit sarhoşluk...


Dev deniz canavarının atan kalbi, geminin gövdesini görünmeze doğru sürüklüyordu.


Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz.


Belki de insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla.


Güvenin şartı samimiyettir, kayıtsız şartsız samimiyet.


Ah bu belirsizlik, Nasıl da acı veriyor bana şimdi.



Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.