26 Haziran 2024 Çarşamba

Bozkır | Anton Çehov

Haziran 26, 2024 1
Ukrayna bozkırlarının uçsuz bucaksızlığına uzanan bir yolculuk... Dokuz yaşında bir çocuğun masum gözlerinden yansıyan koca bir dünya... Anton Çehov'un usta kalemiyle kaleme aldığı "Bozkır: Bir Yolculuk Hikâyesi", sadece bir yolculuk öyküsünün ötesine geçerek insan ruhunun derinliklerine inen ve varoluşsal sorgulamalara kapı aralayan bir başyapıt.

Durum öykücüsünün kurusu olan Anton Çehov'dan Ukrayna'nın bozkırlarından geçen bu hikayeyi kaçırmak istemeyeceksiniz.

Kitabımıza geçmeden önce aramızda daha önce Çehov'un Bozkır'ını okuyanlar varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden kitaba dair görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. Yorumlarınızı merakla bekliyor olacağız.

Bozkır: Bir Yolculuk Hikayesi'nin Konusu

Çehov, bu yolculuk boyunca başkarakter Yegoruşka'nın saf bakış açısıyla 19. yüzyıl Rus toplumunun panoramasını çizer. Zenginler ve fakirler, tüccarlar ve köylüler, rahipler ve katiller... Her bir karakter, Yegoruşka'nın zihninde birer parçaya dönüşerek, o dönemin siyasi ve sosyal atmosferini yansıtır.

Yegoruşka, eğitim için annesinden ayrılarak dayısıyla birlikte çıktığı bu yolculukta, sadece bozkırın engin manzaralarıyla değil, aynı zamanda yetişkin dünyasının karmaşıklığı ve çelişkileriyle de yüzleşir. Masumiyetinin kabuğunu kırmaya başlayan Yegoruşka, gördüğü her şeyde yeni bir ders her insanda yeni bir hikaye arar. Çehov, Yegoruşka'nın duygusal değişimlerini ve iç hesaplaşmalarını ustalıkla tasvir ederek, okuru da bu yolculuğa ortak eder ve kendi varoluşsal sorgulamalarını yapmaya teşvik etmektedir.

Yolculuk boyunca Yegoruşka'nın en çok etkilendiği karakterlerden biri Dimo'dur. Vahşi görünümüne ve karanlık geçmişine rağmen, Dimo'nun merhametli kalbi ve derin düşünceleri Yegoruşka'yı derinden etkiler. Bu iki zıt karakter arasındaki dostluk, masumiyet ve tecrübenin, iyilik ve kötülüğün karmaşık ilişkisini sorgular.

Sıradan Bir Yolculuğun Derin Anlamı

Bozkır'ın enginliği boyunca uzanan bu yolculuk, Yegoruşka için sadece bir eğitim macerası değil, aynı zamanda masumiyetten olgunluğa uzanan bir geçiş dönemidir. Çehov, bu geçişi tasvir ederken, okuru da kendi çocukluk anılarına ve hayattaki dönüm noktalarına yönlendirir.

Bozkır: Bir Yolculuk Hikâyesi, zamana ve mekana meydan okuyan, her yaştan okurun keyifle okuyabileceği ve her okumada yeni anlamlar keşfedeceği bir başyapıttır. Çehov'un sade ve akıcı üslubu, betimleme gücü ve karakter yaratmadaki ustalığı, bu eseri klasikler arasına yerleştirmiştir. 

Eğer siz de insan ruhunun derinliklerine inmek, masumiyetin kayboluşuna tanık olmak ve 19. yüzyıl Rus toplumuna dair eşsiz bir bakış açısı kazanmak istiyorsanız Bozkır: Bir Yolculuk Hikâyesi'ni okumanızı şiddetle tavsiye ederiz. Bu kitap, size unutulmaz bir okuma deneyimi yaşatacak ve belki de hayatınıza dair yeni bakış açıları kazandıracaktır.

Peki siz Anton Çehov'un Bozkır hikayesini okumuş muydunuz? Bozkır hikayesini nasıl buldunuz? Yolculukta okunması gereken kitaplar sizce neler? Yorumlarda buluşalım!

Binlerce yıldır gökyüzünden bakan yıldızlar, insanın kısacık yaşamını umursamayan anlaşılmaz gökyüzü ve sis, onlarla göz göze kaldığın ve anlamlarını kavramaya çalıştığında suskunluklarıyla ruhunu ezerler; her birimizi mezarda bekleyen yalnızlığa aklımız takılır ve yaşamın iç yüzünü, özü umutsuz ve korkunç görünür...


Bilim aydınlıktır, cahillik ise karanlık. Oku!


Okumak ışıktır, cehaletse karanlık...


...görünmeyen, ezici bir güç rüzgârı ve havayı yavaş yavaş zincire vurdu, tozu yatıştırdı ve sanki hiçbir şey olmamış gibi ortalık tekrar sessizleşti.


Gerçekten de maddi gıda vücudu besler, manevi gıda ise ruhu!


İnsanın yakıcı sıcaktan ve boğucu havadan kaçıp saklanacak bir yer bulamadığı çok sıcak bir günde suyun şıpırtısı ve yüzen bir insanın derin soluğu kulağı güzel bir müzik gibi etkiler.



20 Haziran 2024 Perşembe

Sena Nur Işık'ın Yeni Romanı: Buz Krallığı

Haziran 20, 2024 3

Sena Nur Işık'ın yeni romanı Buz Krallığı okuyucularla buluştu! Buz Krallığı, okuyucularını soğuk ve büyülü bir dünyanın derinliklerine sürükleyen etkileyici bir roman. Sena Nur Işık'ın yeni romanı Buz Krallığı, yalnızca bir macera hikayesi değil aynı zamanda toplumun baskılarına ve zorluklarına karşı direnen güçlü bir kadının destanı.

Buz Krallığı Romanının Konusu

Buz Krallığı'nın arka kapak bilgisi şu şekilde:

Bir kadının çığlığı yeterli değilken, bir erkeğin fısıltısı tüm kapıları açtırabiliyordu.

Megan Maureen Sheran, kadınların erkeklerin gözlerine bakmalarının bile yasak olduğu Buz Krallığı’nda yaşamaktadır. Ülkesindeki kadınlara daha özgür bir hayat sunabilmek için mücadele eden Kitap Kulübü adında bir örgüte üyedir. Kız kardeşinin veliaht prensle nişanı bozulduğunda istemediği bir evliliğin içine sürüklenir. 

Hayatı boyunca her şeye kolayca sahip olan Leonard Ares Henderson, onunla evlenmeyi reddeden bir kadınla karşılaştığında dengesi bozulur. Ülkenin dört bir yanından yükselen örgüt sesleri krallığını iç savaşa sürüklerken, müstakbel eşinin de bir örgüte üye olduğundan habersizdir. 

Ülkesine karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan bir veliaht prensle kadınları korumak için korkusuzca savaşan bir leydinin birbirine meydan okuduğu bu krallıkta ikisini de hazırlıksız yakalayan aşk, tüm planları altüst eder. 

Eğer bir gün gökyüzüne bakma cesareti gösterirsen, özgür olduklarında yıldızların ne kadar çok parladığını görürsün. Sen de bir yıldızsın ama parlamaman için özgürlüğünü elinden aldılar.


423 sayfalık etkileyici bir hikayeye hazır mısınız? Yetişkin romantik türünden kitaplar okumayı seviyorsanız Sena Nur Işık'ın yeni romanı Buz Krallığı'nı kaçırmamanızı öneririz.

"Burası Bizim Krallığımız!"

Bu roman, sadece fantastik edebiyat tutkunları için değil aynı zamanda duygusal derinlik arayan ve güçlü kadın karakterlerin hikayelerine ilgi duyan herkes için ideal bir okuma deneyimi sunuyor.

Biz Konumuz Kitap ekibi olarak öncelikle yazar Sena Nur Işık'ı yeni romanı Buz Krallığı için tebrik ediyoruz. Bu güzel romanın da diğer romanlar gibi başarılı olacağı su götürmez bir gerçek. Bol okurlar diliyoruz ve bu macerayı okumak için sabırsızlanıyoruz!

İşin sosyal medya kısmını inceleyecek olursak, Yazar Sena Nur Işık da sosyal medya üzerinden yeni romanı Buz Krallığı için şu sözleri yazdı:

Kadınların toplum içerisinde yaşadığı zorlukları anlatan ve onların hislerine ışık tutan bir kitap yazmayı hayal ettiğimde aklıma buzdan bir dünya düştü. Soğuk bir ülkede, acımasız bir toplumda, buz gibi bir adamın yanında eşit ve adil şartlarda yaşamayı arzulayan bir kadının hikâyesini yazarken sıkça Megan’la aynı hisleri paylaşan kadınları düşündüm.

Ve şimdi kadınlar hakkında yazdığım bu roman elinize ulaştığı için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bana ilham veren tüm kadınlara, özellikle anneme çok teşekkür ederim. Hepiniz iyi ki varsınız!

İlk kitabım yayımlandığı andan itibaren bana şans veren ve bu yolu benimle beraber yürüyen okurlarım, iyi ki varsınız! İlginiz, yorumlarınız, paylaşımlarınız ve desteğiniz paha biçilemez! Sizleri çok seviyorum! Hepiniz Buz Krallığı dünyasına hoş geldiniz! Burası bizim krallığımız!


Sena Nur Işık, güçlü anlatımı ve derin karakter tasvirleriyle okuyuculara unutulmaz bir deneyim sunuyor, bu çok belli. Megan Maureen Sheran’nın hikayesi, her kadının içinde saklı olan gücü ve dayanıklılığı hatırlatıyor. Şimdiden keyifli okumalar dileriz.

Peki Sena Nur Işık'ın yeni romanı hakkında neler düşünüyorsunuz? Buz Krallığı'nın konusunu nasıl buldunuz? Yorumlarda buluşalım!

16 Haziran 2024 Pazar

Asılacak Kadın | Pınar Kür

Haziran 16, 2024 2
Pınar Kür'ün Asılacak Kadın'ı sizleri çok sarsacak! Yayımlandığı ilk günden beri çok ses getiren, toplumun aynası niteliğinde biz okurlara yansıtılan olaylar, gerek anlatım tekniği gerekse kadının toplumda konumlandırılmasına ilişkin cesur tavrıyla Türk edebiyatının klasikleri arasına girmiş bir roman Asılacak Kadın.

Kitap, her yaştan okurun kaldırabileceği tarzda bir kitap değil. Öncelikle bunu belirtmek gerek. Çünkü anlatılanları okurken kimi yerde öfkelenecek kimi yerde de yüreğiniz kaldırmayacak. Gerçekler keşke bu kadar acı ve zalim olmasa... Ama bazı gerçeklerin üstü örtülmemeli, aynı Asılacak Kadın'ın gerçek hikayesini bizlere anlatan Pınar Kür'ün cesur kalemi gibi!

Bu romandan öğreneceğimiz çok şey var. Ama detaylara geçmeden önce aramızda Pınar Kür'ün Asılacak Kadın romanını okuyanlar varsa kitaba dair görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz. Şimdiden yorumlarınızı merakla bekliyoruz!

Asılacak Kadın Romanının Konusu

Pınar Kür'ün 1979 yılında yayımlanan Asılacak Kadın romanı, ilk günden itibaren gerek cesur üslubu gerekse işlediği derin temalarla Türk edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. Roman, hasta ruhlu ve cinsel sapkınlıkları olan bir adamla evlenmeye mecbur bırakılan Melek isimli bir kadının trajik yaşam öyküsünü konu almaktadır.

Asılacak Kadın, sadece Melek'in bireysel dramı üzerinden ilerlemez, aynı zamanda onu içine çeken ve yok eden ataerkil toplum düzenini de eleştirel bir bakış açısıyla sorgular. Roman boyunca, Melek'in maruz kaldığı cinsiyetçilik, aile içi şiddet ve toplumsal dışlanma gibi unsurlar, okurun zihninde derin bir etki bırakacak şekilde işlenmekte.

Kür, yalın ve akıcı bir dille kaleme aldığı bu romanda, Melek'in çaresizliğini ve umutsuzluğunu ustalıkla tasvir etmektedir. Hikaye, Melek'in kendi iç dünyası ve geçmişiyle yüzleşmesine paralel olarak ilerlerken, okuru da bu travmatik deneyimin içine çeker. 

Konu Aynı, Kişiler Farklı

Bu romanı üç kişinin ağzından okuyoruz. Ama asıl konumuz aynı, o da Yalı Cinayeti.

Kitap, maalesef gerçek bir hikayeden yola çıkılarak kaleme alınmış olup özgürlüğü olmayan bir kadının cinsel obje olarak kullanılıp suçsuz yere idam kararı verilmesi üzerine Yargıç Faik'in, kurban Melek'in ve onu korumaya çalışan Yalçın'ın düşüncelerinden oluşuyor.

Üç kişinin ağzından anlatılanlar, karakterlerin psikolojileri yer alan bölümlerde kolayca fark edilebiliyor. Örneğin kurban Melek'in bölümünde yazılanlar tamamen noktalama işareti olmadan yazılmış. Yargıç Faik'in bölümünde de bir iç isyan ve kadınlara karşı bir nefret duygusu açığa çıkıyor. Hem Melek'in hem de Yargıç Faik'in bölümleri bilinçakışı tekniğiyle yazılmış. 

Melek'in idam davasını yürüten hakim olan Faik İrfan, romanın ikinci bölümünde karşımıza çıkar. Faik İrfan'ın bakış açısıyla, Melek'in cinayete sürüklenişinin arka planı ve toplumdaki adalet sistemi sorgulanır. Faik İrfan'ın vicdan azabı ve geleneksel ataerkil değerlerle modern etik değerler arasındaki çelişkisi de bu bölümde işlenir.

Romanın ana kahramanı olan Melek, yaşadığı trajik olayların merkezinde yer alır. Hikaye, Melek'in kendi iç dünyası ve geçmişiyle yüzleşmesine paralel olarak ilerlerken, okur da bu travmatik deneyimin içine çekilir. Melek'in bakış açısıyla, cinsel istismar, aile içi şiddet, toplum tarafından dışlanma ve umutsuzluk gibi temalar derinlemesine işlenir.

Melek'e aşık olan ve onu kurtarmak için cinayet işleyen Yalçın, romanın üçüncü bölümünde yer alır. Yalçın'ın bakış açısıyla, Melek'e olan derin sevgisi, onu bu suça sürükleyen tutkulu ruh hali ve pişmanlığı ele alınır. Yalçın'ın öyküsü, aşkın ve umutsuzluğun trajik bir örneğini sunar. Yalçın'ın bölümünde de yaptığı her şeyi doğru olarak kabul eden, savunmacı, sorgulayıcı ve düşünen birisi. Yaşadığı olayları analiz etmesi, kendi iç dünyasındaki birtakım çatışmalar çok başarılı bir şekilde yansıtılmış.

Bu üç karakterin farklı bakış açıları sayesinde, okur olayın bütün yönlerini ve karmaşıklığını daha net bir şekilde kavrayabilir. Her karakterin kendi zaafları ve travmaları olsa da, hepsi de toplumun dayattığı rollere ve geleneklere sıkışmış durumdadır.

Gerçek Bir Olaydan Esinlenilmiş!

Ve maalesef anlatılan bu olaylar GERÇEK! Pınar Kür, gerçek hikayeyi öğrendiğinde 21 yaşındaymış. Yazar hikayeden oldukça derinden sarsılmasından dolayı Asılacak Kadın romanını tam 15 yıllık bir çalışmanın ürünü olarak okura sunmuştur. Ancak kitap bildiğimiz gibi "cinsel tahrik" ve "ahlaksızlık propagandası" ile yazıldığı öne sürülerek kaldırılmasına karar verilmiş. Bu bölümü Pınar Kür kitabın sonunda mahkemeye sunduğu dilekçeye de yer vererek dönemin yargısına çarpıcı bir şekilde eleştirmiş. Bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyoruz:

Düşünce özgürlüğünü bir kavram olarak bile ortadan kaldırmanın en iyi yolu, düşünmeyi bilmeyen kuşaklar yetiştirmektir. İşte bu yönden, bir süredir, bu ülkede okuyan, bağımsız düşünebilen insanların sayısını azaltmaya, gittikçe yok etmeye yönelik bir kültür politikası güdülmektedir. Toplumu, yalnızca boğazını düşünen bir koyun sürüsüne dönüştürme amacıyla izlenen bu potikanın yöntemlerinden biri de, kitap düşmanlığı ve okuma korkusu yaratmak; yazarı, sanatçıyı, okuru yıldırmaktır. (Pınar Kür'ün savunmasından, yıl 1988.)

Asılacak Kadın, sadece sürükleyici bir roman olmanın ötesinde toplumdaki kadına bakış açısını, ataerkil düzenin yarattığı eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri sorgular. Romanın çoklu bakış açısıyla anlatımı, okurun olaylara farklı pencerelerden bakmasını ve kendi yorumunu oluşturmasını sağlar.

Peki siz Pınar Kür'ün Asılacak Kadın romanını okumuş muydunuz? Bir zamanlar kitabın yasaklanması hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bütün olanlardan sonra güç değilse öğrenebildim mi onun kim olduğunu? Yoksa hâlâ tam olarak bilmiyor muyum? Uzun yıllar geçireceğim burada. Bir gün bilebilecek miyim?


Sonunda anladım: çocuk değildi o. Belki de hiç çocuk olmamıştı.


Kur-tul-mak, demişti sanki heceleyerek. Yeni öğrenilmiş bir sözcük. Anlamı pek iyi bilinmeyen, hatta belki de hiç bilinmeyen bir sözcük: Kur-tul-mak.


Azad eyleseler uçamaz mısın?

Kırılmış kolların kanadın hani!


Ne çok nefret ettim hayatta. Ne çok kişiden.


Kimi solmuş çiçeklerin başları asılmış bir kadının başı gibi öne sarkar.



15 Haziran 2024 Cumartesi

Ahmet Ümit'in Yeni Romanı Çıkıyor!

Haziran 15, 2024 1

Ahmet Ümit'in sevilen polisiye karakteri Başkomser Nevzat, Ekim ayında yepyeni bir macera ile okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Uzun lafın kısası, Başkomser Nevzat, Ekim ayında geri dönüyor! Başkomser Nevzat'ın hayranları bu yeni macerayı sabırsızlıkla beklemeye başladılar.

Ahmet Ümit, yeni romanı hakkında henüz fazla bir detay vermedi. Fakat okurlar, Başkomser Nevzat'ın İstanbul'un arka sokaklarında yine gizemli bir cinayetle karşı karşıya kalacağını ve bu cinayeti çözmek için azimli bir şekilde çalışacağını tahmin ediyor.

Başkomser Nevzat serisi, Ahmet Ümit'in polisiye romanları arasında en popüler olanlarından biri olarak kabul edilir. Seri, Nevzat adlı bir başkomiserin hikayelerini ve onun çözmesi gereken cinayetleri anlatır. Ümit bu seride polisiye romanın klasik unsurlarını ustalıkla işleyerek, okuyucuları derin bir düşünce yolculuğuna çıkartmaktadır. Başkomser Nevzat'ın yeni macerası da Ekim ayında tüm kitapçılarda yerini alacak.

Serinin Hayranları Heyecanlı

Bu güzel haberin yayınlanmasından sonra sosyal medyada yapılan yorumlara bakıldığında, Başkomser Nevzat serisinin hayranlarının yeni macerayı heyecanla bekledikleri görülüyor. Birçok okuyucu, Ahmet Ümit'e yeni roman hakkında sorular sorarken, bazıları da tahminlerde bulunuyor.

Başkomser Nevzat Serisinin Kitapları

Polisiye gerilim türünü seviyor ve bu türden kitaplar okumak istiyorsanız Ahmet Ümit'in Başkomser Nevzat serisini kesinlikle okurlarımıza öneririz. Siz okurlarımız için bu serinin doğru sıralamasını listeledik. Kitap alışverişlerinizde bu sıralamayı dikkate alarak yapabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar dileriz.


Başkomser Nevzat Serisinin Sıralaması

  1. Agatha'nın Anahtarı (1999): Serinin ilk kitabı Agatha'nın Anahtarı, Başkomser Nevzat'ın ilk macerasını anlatıyor. Bu kitapta Nevzat, Agatha Christie'nin kayıp bir romanı ile bağlantılı bir cinayeti çözmeye çalışıyor.
  2. Şeytan Ayrıntıda Gizlidir (2002): Serinin ikinci kitabında sürükleyici 18 cinayet hikayesini okuyoruz.
  3. Kavim (2006): Serinin üçüncü kitabında Başkomser Nevzat ve ekibi, göğsünde haç saplı bir bıçakla öldürülmüş bir cesedi bulmalarıyla hikaye başlıyor.
  4. İstanbul Hatırası (2010): Serinin dördüncü kitabında olaylar avucunda antika bir sikke bulunan bir cesetle hikaye başlıyor. Ayrıca bu kitapta İstanbul'la ilgili bir sürü gizemli hikayeleri de öğreniyoruz.
  5. Beyoğlu'nun En Güzel Abisi (2013): Serinin beşinci kitabı bir yılbaşı gecesinde Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesediyle karşılaşılmasıyla başlıyor. Bu romanda da Başkomser Nevzat ve ekibi sizi Beyoğlu'nun sokaklarına götürüyor.
  6. Kırlangıç Çığlığı (2018): Serinin altıncı kitabı uzun bir bekleyişin ardından geldi. Bu romanda Başkomser Nevzat ekibi Körebe isimli bir seri katilin peşine düşüyor.
  7. Aşkımız Eski Bir Roman (2019): Serinin yedinci kitabı ise diğer romanlar gibi bir bütün değil, birbirinden farklı üç hikayeye şahit oluyoruz. Karmaşık cinayetler bu romanda da peşimizi bırakmıyor.

Peki siz Ahmet Ümit'in yeni romanı için heyecanlı mısınız? Serinin yeni kitabından beklentileriniz neler? En sevdiğiniz Başkomser Nevzat kitabı hangisi? Yorumlarda buluşalım!

8 Haziran 2024 Cumartesi

İhsan Kartoğlu'nun Yeni Kitabı: Koala Olmanın Sırrı

Haziran 08, 2024 1

Öğretmen Yazar İhsan Kartoğlu'ndan yeni bir kitap! İhsan Kartoğlu'nun yeni çıkan kitabı Koala Olmanın Sırrı, kendimiz olmanın ve farklılıklarımızla barışık yaşamanın önemini anlatan bir çocuk kitabı.

Koala Olmanın Sırrı, basit ve anlaşılır bir dille yazılmış, keyifli bir hikaye. Kitap, çocuklara farklı olmanın güzelliğini ve kendi değerlerini keşfetmenin önemini öğretiyor. Ayrıca, önyargı ve dışlama gibi konulara da değiniyor.

Koala Olmanın Sırrı Konusu

Hikaye, Po adında bir koalanın etrafında dönüyor. Po, diğer koalalar gibi hızlı değil, onlarla aynı oyunları oynayamıyor ve bu durum onu mutsuz ediyor. Farklı olduğu için kendini dışlanmış hissediyor.

Koala Po, her koala gibi hareket ediyor. Bir ağaca tırmanması (yüksekçe bir ağaçtan bahsetmiyoruz) tam kırk beş dakika elli iki saniye sürüyor. Bir tas okaliptüs çorbasını mideye indirmesi otuz yedi dakika on altı saniye.

Arkadaşları Tilki Bonfik'le ya da Kurbağa Guruk'la ip atlama yarışına girmesi ise imkânsız. Çünkü Koala Po, onlara göre fazla yavaş. Ama Ho'nun aklı bunu bir türlü almıyor çünkü o da arkadaşlarının fazla hızlı olduğunu düşünüyor. Hangisi doğru? Yoksa hiçbiri mi? Koala arkadaşlarına yetişebilecek mi? Yetişmeli mi?

Koala Olmanın Sırrı Bizlere Neler Öğretiyor?

İhsan Öğretmenimizin yeni kitabı Koala Olmanın Sırrı, çocuklara birçok güzel temayı öğretiyor. Gelin bu özel temaları birlikte inceleyelim:
  • Farklılığın Gücü: Herkesin kendine özgü yetenekleri ve becerileri vardır. Farklı olmak bir engel değil, bir zenginliktir.
  • Özgüven: Kendimizi olduğu gibi kabul etmeli ve kendi değerlerimizin farkında olmalıyız.
  • Önyargı ve Dışlama: Önyargılarımızdan kurtularak ve birbirimize saygıyla yaklaşarak daha güzel bir dünya oluşturabiliriz.
  • Kendini Kabul Etme: Kendimizi olduğu gibi sevmeli ve kendimize değer vermeliyiz.
Koala Olmanın Sırrı, 6 yaş ve üzeri çocuklar için uygun bir kitap. Ailelerin çocuklarıyla birlikte okuması ve farklılık üzerine sohbet etmesi gereken bir eser. Kitap, ayrıca ilkokullarda okumalar ve değerler eğitimi derslerinde de kullanılabilir.

İhsan Kartoğlu Kimdir?

İhsan Kartoğlu, eğitim alanında uzun yıllar görev yapmış, çeşitli okullarda öğretmenlik ve idarecilik pozisyonlarında bulunmuştur.

22 yaşında Kars'ın bir köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yapmaya başladı. Köyde öğrencileri ve köy halkı ile kurduğu sıcak ilişkilerle tanınan İhsan Kartoğlu, yazdığı kitaplarda öğrencileriyle başından geçen olaylara yer vermektedir.

İhsan Kartoğlu, yazarlık kariyerine adım atarak kişisel gelişim ve eğitim alanında birçok kitap kaleme almıştır. Takla Bunları Kafana ve Her Şey Bir Öğretmeni Sevmekle Başlar bunlardan en bilinenidir.

Peki siz Koala Olmanın Sırrı için heyecanlı mısınız? Yazarın hem eğitim hem de yazarlık kariyeriyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.