Kardan Adamın Külleri | Işıl Işık

Geçtiğimiz aylarda siz okurlarımızla paylaştığımız "Işıl Işık Yeni Seri ve Yeni Kurguyla Geri Dönüyor!" haberinin ardından Işıl Işık'ın yeni romanı Kardan Adamın Külleri Artemis Yayınları tarafından okurlarla buluştu.

Ona Kadar Say serisi biter bitmez yepyeni bir kurgu ve seriyle döneceğini vurgulayan Işıl Işık, ilk olarak yeni kurgusu olan Kardan Adamın Külleri'ni okurlarına sundu. Merakla beklenen Kardan Adamın Külleri de Işıl Işık'ın diğer romanları gibi heyecanı doruk noktada yaşatan bir polisiye gerilim romanı.

Romanla ilgili detaylara geçmeden önce aramızda Işıl Işık'ın Kardan Adamın Külleri romanını okuyanlar varsa aşağıdaki yorumlar bölümünden kitaba dair görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. Yorumlarınızı dört gözle bekliyor olacağız.

Kardan Adamın Külleri Romanının Konusu

Emniyet teşkilatının deneyimli komiserlerinden Devin, hayatının bir günde altüst olacağından habersiz. Çözmeye çalıştığı bir cinayet soruşturmasının üstü kapatılmış; hırslı, kolay vazgeçmeyen genç kadının görev yeri değiştirilmiş. Devin'in yeni görevi hem daha zor hem de daha hassas: Peş peşe kaçırılan çocukları bulmak. Aylarca çözülmeyen bu vakalarda failin bıraktığı ilginç bir de ipucu var: Simli bir kardan adam kartpostalı.

Dahası bu korkunç suçun yeni odağı bizzat Devin'in kendisi. Bir yandan kaçırılan çocukları aramaktan, bir yandan da kapatılan cinayet dosyasını canlandırıp aralarındaki olası bağlantıları çözmekten başka çaresi yok. Üstelik bunu yaparken soruşturmadan sorumlu olan, soğuk ve ketum Esmer Başkomiser'le uzlaşmanın bir yolunu da bulmalı.

İpuçlarının adım adım peşinde, soluksuz bir kovalamaca sonunda Devin'i hayatının en sarsıcı şoku bekliyor. Düğümler çözülecek, sırlar açığa çıkacak ve herkesin hayatı sonsuza dek değişecek.

Kardan Adamın Külleri, gerilim ve polisiye hikâyelerinin başarılı ismi Işıl Işık'ın kaleminden aksiyon, macera ve dramın ustalıkla harmanlandığı, ters köşelerle dolu heyecan verici bir polisiye.

Tek İpucu: Simli Bir Kardan Adam Kartpostalı

Romandaki olayların tek ipcuu kaynağı simli bir kardan adam kartpostalı. Komiser Devin için bu kartpostallar sadece bir ipucu değil, aynı zamanda kişisel bir meydan okumadır. Failin bıraktığı her kartpostal, Devin'i hem profesyonel hem de kişisel olarak derinden etkiler. Bu durum, onun geçmişiyle yüzleşmesine ve içsel bir dönüşüm yaşamasına neden olur.​

Kardan Adamın Külleri romanında simli kardan adam kartpostalı, sadece bir ipucu değil, aynı zamanda derin sembolik anlamlar taşıyan ve karakterlerin içsel yolculuklarını etkileyen bir unsurdur.

Ayrıca kutulu sette bulunan kartpostal da apayrı bir hava yaratmış. Çünkü kaybolan çocuklardan geriye kalan tek şey bu kartpostallar. Olayları Devin ve Esmer Başkomiser ile çözerken siz de adeta bir dedektif gibi iz süreceksiniz.

Geçmişin Küllerinden Yükselen Bir Gerilim

Işıl Işık, Kardan Adamın Külleri ile polisiye edebiyatına yeni bir soluk getiriyor. Roman aksiyon, macera ve dramı ustalıkla harmanlayarak ters köşelerle dolu heyecan verici bir hikâye sunuyor. Biz okurlar olarak ipuçlarının adım adım peşinde, soluksuz bir kovalamacanın içinde buluyoruz kendimizi. Ve bu hikayenin sonunda da düğümler çözülecek, sırlar açığa çıkacak ve herkesin hayatı sonsuza dek değişecek.

Kardan Adamın Külleri, Işıl Işık'ın kaleminden çıkan sürükleyici ve etkileyici bir polisiye roman. Gerilim ve dramı seven okurlar için kaçırılmaması gereken bir eser.​

Kitap Yorumu: Konumuz Kitap ekibi olarak Işıl Işık'ın kalemini çok beğeniyoruz. Tünelden Önceki Beyaz Ev serisi, Paranormal Hikayeler serisi ve Ona Kadar Say serisi polisiyesevenlerin kaçırmaması gereken kitaplar. Işıl Işık'ın kullandığı sürükleyici dili, kurguladığı olaylar silsilesi sizi bir çırpıda etkisi altına alıyor.

Kardan Adamın Külleri romanında da kullanılan dil çok sürükleyiciydi. Devin ve Esmer Başkomiser de etkileyici karakterlerdi. Sadece Devin'in güçlü kalmak konusundaki tutumunu eleştirdim. O da karakter bazlı bir eleştiriydi. Ama Esmer Başkomiser... Esmer Başkomiser'in ters köşeleri romanın kilit noktalarından birisiydi. Onun dışında kurgulanan karakterler, olayın işleniş tarzı ilgi çekiciydi.

Artemis Yayınları'na geçen Işıl Işık bizce en iyi kararı vermiş olabilir. Çünkü diğer romanlarına kıyasla bu romanının tasarımı, renkleri, sayfaların kaliteliği üst düzeydeydi. Artemis'in Pr için gönderilen kutulu setinde de kitapla ilgili detayları çok beğendik. Romana özel defter, Kara Orman Pastası tarifi, karakter kartları, kitaba özel ayraç, A3 poster, özel kesim kardan adam kartpostalı, sticker, anahtarlık, ve tatlı mı tatlı bir kurabiye... Her detay özenle işlenmişti ki bu da romanın tanıtım açısından değeri çok önemli.

Ayrıca sette bulunan Kara Orman Pastası (romanda yeri çok ayrı :) tarifini de deneyebilirsiniz. Eğer hem romanı okumak hem de romanı okurken tatlı bir şeyler yemek istiyorsanız bu muhteşem tarifi kesinlikle denemelisiniz.

Roman öyle bir yerde bitti ki kesinlikle devamı gelecek. Açıkçası kurgunun nasıl devam edeceğini merakla bekliyoruz. Romanı okuyanlar, yorumlar bölümünden devamında olayların nasıl ilerleyebileceğine dair teorilerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın.

Peki siz Işıl Işık'ın Kardan Adamın Külleri romanını okudunuz mu? Eğer okuduysanız romanı nasıl buldunuz? İkinci kitap sizce nasıl olacak? Yorumlarda buluşalım!

İnsan kabullenemediği şeyin kölesi olur.

Kural çok açık ve netti: İster son şüphesi altında, ister mağdur olsun; istisnasız tüm süreçler çocuğun korunması adına çocuğun üstün yararı ilkesine göre yürütülmekteydi.

Her cinayetin ilk zanlısı, maktulün kendisidir.

İnsan kabullenemediği her şeyin kölesi oluyormuş.

Sempatik, sevecen ve güler yüzlü kardan adamlar o an zihnimde her türlü kötülüğü çağrıştırıyordu. Tıpkı korku filmlerindeki palyaçolar gibi...

Sorular çoktu, yanıtlar ise hiç yoktu...

Dünyanın bütün sisleri toplanmıştı gönlüme. Vardım ama yoktum... Yoktum ama oradaydım...

"Öyle mi İnci Hanım?"
"İnci değil Devin... Daha önce de söylediğim gibi. Herkes bana öyle seslenir. Devin!"

"Sen herkesin Devin'isin ama sadece benim İnci'msin..."

Herhangi bir çocuk asla suç işleyemezdi, sadece suça sürüklenirdi. Bir çocuğun suça karışmasının sorumlusu da elbette ki yetişkinlerdi...